kaş rehberi
travel like a local
Plajlar
KAPUTAŞ
Kaş’ın en fazla duyduğumuz plajlarından biri olan Kaputaş, deniz severlerin mutlaka uğraması gereken bir destinasyondur. Kanyon ağzında bulunan bu plaj, yapılaşmadan korunmuş ve doğal yapısıyla tuzlu sularında yüzmeyi doyamayanları ağırlamakta. Dev kayaların arasında yer alan, çarpıcı bir yeşil-mavi renge sahip köpüklü bir denizde yüzmek isterseniz burası tam size göre!
KEKOVA VE BATIK ŞEHİR
Doğal bir limanda konumlanan ve sadece tekne ile ulaşım sağlanan Kekova, eski bir balıkçı köyü ve onun da öncesinde ticaret gemileri için önemli bir durak olmuş. Günümüzde Türkiye’deki en güzel korunmuş yerlerden biri olmayı sürdüren Kekova tarih düşkünleri için bir cennet. Kekova Üçağız Köyü’nde 2500 yıl öncesinden kalma Theimussa Antik Kenti’nin kalıntılarını görebilir, Kaleköy’de ise, en önemli antik sahil şehirlerinden, Simena Antik Kenti’nin antik çağlardan kalan izleri keşfedebilirsiniz.
Tersane Koyu’nun doğusunda yer alan dik yamaçlı kıyı şeridindeki harabeler Batık Şehir olarak anılmakta. M.S. 2. Yüzyılda Mısır’da ard arda gerçekleşen depremlerin etkisiyle gerçekleşen tsunaminin etkisiyle karadan kopmuş ve sular altında kalmış Kekova Adası’nın (Batık Şehir) yanından tekneyle geçecek olursanız eski bir hayatın kalıntılarını görmeniz mümkün. Batık Şehir antik çağlarda ticaret gemilerinin uğradığı bir tapınma ve eğlence durağıydı. Kıyıya yanaşmak zorunda kalmadan oradaki limandan gemilere yükleme yapılıp yola devam edilirmiş. Batık Şehir ile Kekova bölgesi zamanla bu gemilere hizmet etmeye yönelik bir hal almış. Zengin bir liman kenti olan Kaş (Antiphellos) sayesinde de çok fazla gemi trafiğinin olduğu bir yer olmuş. Bu adada, yapılan arkeolojik araştırmalara göre, 224 tane yapı tespit edildi. Bir liman, iki rıhtım, üç kilise, bir hamam, iki fener, dört tane de üretim atölyesi tespit edildi. Altın çağında canlı ve hareketli olan limanlardan geriye kalan yaşam belirtileri adeta kayıp şehir Atlantis gibi turkuaz suların altında artık.
Bozcaada, Antalya, Geyikbayırı, Patara, Kaş, Datça, Bodrum


APERLAİ ANTİK KENT
Aperlai Antik Kenti, bugünkü Kaş ile Kekova arasında bulunan Sıçak Yarımadası’ndaki dar ve uzun bir koyun başında yer alan orta boyutta bir antik kenttir. Küçük bir Likya liman kenti olan Aperlai’ye Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’de de rastlayabilirsiniz. Burada 16. Yüzyılda tamamen terk edildiği, üç-beş tane balıkçı aile dışında kimsenin kalmadığına değinir ünlü denizci. Kentin ismi ‘akarsu boğazı’ anlamına gelmekte. Likya dili ile yazılmış gümüş sikkeler, Aperlai’nın Likya Birliği’nin öncesinde de var olduğuna işaret eder. Şehrin kalıntılarına körfezin kuzey tarafında, denize doğru inen bir tepenin eteklerinde rastlayabilirsiniz. Günümüzde tahrip olmasına rağmen şehre giriş kapısı ve yanındaki kuleler hâlâ ayakta. Bununla beraber bir Likya evi örneği de görebilirsiniz ve tabii ki her Likya liman kentinde olduğu gibi burada da Roma Dönemi’nden hamamlar mevcut. Tekneyle antik kalıntıların üstünden geçmek, tepelerdeki kaya mezarlarını görmek gerçekten farklı bir deneyim.
Ayrıca zamanında salyangozlardan özel -ve bir o kadar değerli- bir mor renk elde edilir, boya üretilirmiş burada. Resim severler bilir mor boyanın eski dönemlerde ne kadar pahalı ve nadir olduğunu!
Tarihi Kalıntılar
TARİHİ KALINTILAR
M.Ö 4. Yüzyılda kurulan Likya Kenti Antiphellos’un üstünde konumlanan Kaş, antik bir liman kentiydi. Helenistik dönemde sedir ağaçlarının ticaretiyle zenginleşen ve popülerleşen yerleşim yeri günümüzde popülerliğini doğasıyla ve sevimli sokaklarıyla sürdürmekte. Kaş’ın Helenistik sur kalıntıları yarımadanın başladığı noktada Meis Adası’na bakan yüzde görülebilir. Kaş’ın, ismini ona paralel konumda bulunan Meis (Göz) adasından esinlenerek aldığı söylenmekte. Haritadan Meis adası ile
Kaş’a bakılıca gerçekten bir kaş ile göz görmek mümkün.
Likya Uygarlığı, Antalya’dan Fethiye Körfezi’ne kadar uzanıyordu. Meşhur Likya Yolu’nu ise çok uzun, parkurlarla dolu bir yürüyüş rotasıdır. Her sene bu inanılmaz rotayı keşfetmek üzere dünyanın dört bir ucundan insanlar bu noktalarda buluşuyor. Bu rotada yürürken antik kalıntılara denk gelmeniz ve Likya’lıların tarihinin yanı sıra bölgenin doğasının büyüsüne kapılmanız mümkün.
Antalya Körfezi ile Fethiye Körfezi arasında yer alan bölgeye Teke Yarımadası adı verilmiş. Kaş beldesi bu yarımada içerisinde bulunmakta. Altın çağında Kaş, Likya’nın başkenti olmuş, şuan yaşayan nüfustan fazla insana ev sahipliği yapmıştır. Kaş’ın merkezinde ve çevresinde bulunan antik yapılar ise hâlâ ziyaret eden turistleri büyülemekte. Bu özel tarihi yapılardan biri de Anadolu'nun tek denize cepheli tiyatrosu, Antiphellos Antik Tiyatrosu. Helenistik dönemde inşa edilen bu harika tiyatrodan gün batımı izlemek her insanın yapılacaklar listesinde yer almalı! Üstelik buraya merkezden yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ayrıca bölgedeki çok sayıda anıt mezarı görebilirsiniz. Kaş’taki anıt mezarlarının hepsi doğal kayadan oyularak yapılan kaya mezarlarıdır. Ev biçiminde yapılan bu mezarlarda, gömülen insanların ölümden sonraki evrede yaşadıkları inanılırmış. Kral Mezarı ya da Aslan Mezarı olarak bilinen anıt mezarına da cumbalı evlerin arasından geçerek ulaşabilirsiniz. Kaş’ın belki de en ünlü mezarı ise Uzun Çarşı’da. Üstünde sekiz satırlık Likya dilinde yazılmış bir kitabe bulunan görkemli yapı Likya’lıların geride bıraktığı izlerden sadece biri.
Not:
Tüm turlar ve mekânlar hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz, bize ulaşabilirsiniz.
Sunset Houses yeni nesil tatil gitmek istediğiniz yerlerle ilgili size ulaşım ve transfer desteği sağlayacaktır.